Leylekler Dönünce
- Deniz Aşık

- 9 Mar
- 1 dakikada okunur
Kaybolmuş bir şifreyim, eksik bir nükleotit.
Yıldızları yanlış sırayla dizilmiş bir gökyüzü gibi,
içimdeki amorf tanrı,
harflerden kendine yeni bir isim yaratıyor.
Hayat, Mart kedisi gibi sıçrıyor faturalara,
açık pencerelerden geçip
boş odalara karışıyor rüzgâr.
Ne yukarı ne aşağı,
askıda bir âşık anomalisi,
eksik dizilimlerimde yalnız bir beden taşıyorum.
Baharın ilk günleri,
bileğimde çözülmüş bir marteniçka.
Leylekler döndü köye sessizce.
Bir mucize bekliyordum,
kırmızıyla beyazın düğümü açıldığında.
Bana dair hiçbir şey taşımadılar,
ne unuttuklarımı getirdiler
ne de götürdüklerini geri verdiler.
Sadece kanatlarıyla
uçsuz bucaksızlığı işaret ettiler.
Ben hâlâ buradayım,
çözülmeyi bekleyen son düğüm,
uçurumun kıyısında bir ip gibi.
Göğe bakıyorum
hangi yöne savrulacağımı bilmeden.
Hayat nasıl geçiyor, sevgili?
İncecik bacakların taşıyamadığı gövdeyle
otel koridorlarında kaybolmuş bir ruh gibi.
Bozuk asansör, karanlık ara katlar—
gidip geldim gecelerce.
Ben bulamadım çıkış yolunu.
Sen buldun mu?