Solgun Baharın Kara Sarkacı
- Deniz Aşık

- 20 Şub
- 1 dakikada okunur
Günler ip gibi sıralanmış önümde,
Zaman bir sandalyeye oturmuş,
beklemekten sıkılmış bir ihtiyar gibi derin derin iç çekiyor.
Bense çoktan yok oldum, bedenim hâlâ ekmek peşinde.
İnsanlar… ah insanlar, plastik meyve gibi, parlak ve kokusuz,
Cümleleri boş, gözleri umutsuz.
Konuşsalar da duymuyorum, baksalar da görmüyorum,
Kendi yalnızlığımda bir koloni kurdum, bayrağım siyah.
Hayallerim eski bir takvim yaprağı gibi sararmış,
Uzak, o kadar uzak ki, belki başka bir gezegenin atmosferinde.
Göz kapaklarımın ardında başka bir dünya var…
Ve uyumak, dünyadan istifa etmenin en nazik biçimi.
Şubat… yine geldi geçti, bedenim bir mezar gibi soğuk.
Havaya cemre düştü dün, titreyen solgun ruhuma çarptı.
Şimdi bekliyorum, bakalım hangi yanımdan çiçek açacağım,
Ya da açabilecek miyim?
Belki de sadece yosun kaplar yüzümü.
Bahar gelirken ben hâlâ kışın dibinde.
Sarkaç sağa sola salınır, ben hep ortada kalırım.
İşte böyle, ben yabancıyım bu dünyada,
Bir hayalet, bir hiç.
Ama yine de—
Her gece yıldızlara bakıp,
Kendi karanlığımda bir ışık ararım.