Sonu Yazılmamış Perdesiz Oyun
- Deniz Aşık

- 9 Şub
- 1 dakikada okunur
Denizden esen rüzgarla
savuruyor beni hayat,
dalgalı bir boşlukta sallanıyorum,
kökleri toprağa değmeyen
taze fidanlar gibi,
suya hasret,
bekliyorum, bekliyorum…
Her sabah, düşlere sarınıp
yeniden doğuyorum.
Her akşam, aynı düşlerden
soyulmuş, çıplak ve yorgun,
bir yastığın soğuk tarafına
teslim oluyorum.
Acaba herkes böyle mi tükeniyor?
Hepimiz sahiden bu büyük sahnede
rol yapıp ağlayan palyaçolar mıyız?
Görünmez iplerle sahneye asılı,
her kahkahada biraz daha çürüyen,
sahte gözyaşlarımızı cilalayarak
sonsuz bir alkışa mahkum edilen?
Bu nasıl bir oyun?
Ne bir sahne arkası var, ne bir final perdesi,
sadece tekrar eden sahneler:
Fazla mesai, yarım kalmış hayat.
Kıdem tazminatı yok.
Başlangıçtan beri hep eksik,
sanki hep borçluyuz….